0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Akademideki öğrencilerle vakitle liglere katılmaya başlayacaklarını söyleyen Kerem Gönlüm, “Geçen sene 14 yaşaltı bir kadroyla liglere katılabildik. Bu sene, kızlar dahil, beş-altı kadromuzu maçlara çıkartacağız. Kasımda inşallah başlayacak” dedi.

“Bilseydim bu işe daha erken girerdim”
Çocuklara basketbol öğretmenin nasıl bir his olduğunu anlatan Gönlüm, “Çocukların hayatlarına dokunabilmek nitekim diğer bir hismiş. Bilseydim bu işe daha erken girerdim. Kısmet doğal. Vakti gelince oluyor her şey. Şu anda her şey çok hoş gidiyor. Kuzey Londra’da başladık bu işe. Şu an üç başka bölgede Kerem Gönlüm Basketball Academy olarak çocuklarımızı ağır halde eğitiyoruz” dedi.

“Veliler uzun müddettir bu türlü bir akademi arıyormuş”
İngiltere’de basketbol futbolun gölgesinde kaldığını için çocukları basketbola yönlendirmenin güç olduğunu belirten eski basketbolcu, “Görüyorsunuz zati; şu an salonumuzun etrafında birçok halı saha var ve hepsi dolu. Çok doğal. Zira İngiltere bir futbol ülkesi. Dünyada da bu durum bu türlü. Burası çok yağmur yağan bir ülke. Bilhassa kışın çocukların dışarıda yapabileceği pek bir aktivite yok. Birçok veli akademiyi açınca bana teşekkür etti. Uzun vakittir kaliteli bir basketbol kursu aradıklarını söylediler. Buradaki kulüp ve akademiler belirli bir düzeye kadar olduğu için istediklerini alamamışlar daha önce” tabirlerini kullandı.

“Çocukların özgüvenleri geliyor, arkadaşlıklar ediniyorlar, sosyalleşiyorlar”
Çocukların meskende daima dijital oyunlar oynadığı bir devirde akademi çocukların toplumsallaşması için çok kıymetli olduğunu lisana getiren eski ulusal oyuncu, “Çocukları bu çağda elektronik ortamdan uzaklaştırabilmek çok kıymetli. Bu manada basketbol çok pahalı bir aktivite. Fakat onun dışında çocukların özgüvenleri geliyor, arkadaşlıklar ediniyorlar, sosyalleşiyorlar, hoş bağlar kuruyorlar. Biz de onlarla çok hoş bağlar kurduk. Veliler de bunun farkında ve bunun için büyük fedakarlıklar yapıyorlar. Salonlar aşikâr lokasyonlarda olduğu için gidiş-gelişlerde ezalar yaşanabiliyor ancak istedikten sonra her zorluk aşılıyor. Sonuçta hepimizin ortak paydası çocuklarımız” biçiminde konuştu.

“İsmim sayesinde basamakları süratli çıkıyoruz”
Salon seçimlerini bilhassa Türklerin ağır yaşadığı bölgelerde seçilmediğini lisana getiren Gönlüm, “Bu işe Kuzey Londra’da başladım. Dediğiniz üzere Türklerin ağır yaşadığı bir bölge. Lakin her yerde Türk var ve bu demek değil ki ben yalnızca Türklerle çalışıyorum. İngiliz, Hindistanlı, Pakistanlı öğrencilerim de var. Olağan bu vakitle oluyor. Basketbolun belirli bir düzeye gelmesi, beni tanımaları, eğitimlerimizden mutlu kalınması, öğrenci sayımızı artırıyor. Bir taraftan da sayıyı birden artırıp ipin ucunu kaçırmak istemiyorum. İki çocuk babasıyım. Onlara vakit ayırmak istiyorum. Ayrıyeten salon bulmak dertli. Tahminen Türkiye’den daha fazla salon var lakin çok farklı emeller için kullanılıyor. Badminton için kullanıyorlar mesela. Doğum günü partisi bile yapılıyor. Alışkın olmadığım bir sistem lakin niyetler halis olduktan sonra her kapı açılıyor” dedi.

“En uzun müddet basketbol oynayan birkaç şahıstan biri olabilirim”
40’lı yaşlarına kadar profesyonel olarak basketbol oynadığını, bununda basketbolu çok sevdiğinin göstergesi olduğunu söz eden Kerem Gönlüm, “Evet, en uzun mühlet basketbol oynayan birkaç bireyden biri olabilirim. İngiltere’ye gelmeden evvel bıraktım. Son maçımı 29 Eylül 2019’da İTÜ formasıyla Fenerbahçe’ye karşı oynadım. Bu spora geç başladım lakin çok sevdiğim için 42 yaşıma kadar profesyonel olarak devam ettim. Basketbol benim ömür biçimim. 23 sene oynadım ve hiç sıkılmadım. Artık gel oynayalım deseniz çabucak oynarım. Bu yüzden basketbolu çok severek çocuklara öğretiyorum. Onların gelişimini gördükçe de daha fazla motive oluyorum. Birebir vakitte ben de her gün bu tutkum sayesinde yeni bir şeyler öğreniyorum” tabirini kullandı.

“Filenin Sultanları, 12 Dev Adam’ın önüne geçti”
Türk basketbolunun gençlik periyodu vaktinde yerli yüklü takımla başarılı olduğunu, son devirlerde kadroların yabancı oyunculara yöneldiğini, Türkiye Voleybol ekibinin bu açıdan basketbolun önüne geçtiğini lisana getiren eski basketbolcu, “12 Dev Adam, mottosuyla çok hoş bir hava yakalanmıştı o devir. 2001 Avrupa Şampiyonası’nda final oynadık. 2006 Dünya Şampiyonası’nda 6. olduk. 2010 Dünya Şampiyonası’nda final oynadık. Artık ise “Filenin Sultanları”, başarılarıyla 12 Dev Adam’ın önüne geçti. Bizim devrimizde alanda en az 3 Türk oyuncu oynamak zorundaydı. Artık o denli değil. Türk oyuncular ligde müddet alamıyor. Ligde müddet alamayan Eurolig’de, Ulusal Takım’da nasıl oynayacak! Kendi grubunda oynamayan bir oyuncuya ‘Haydi gel, Ulusal Ekip için çık, oyna’ demek çok güç gerçekten” dedi.

“Gemileri yakar, ne kıymetine olursa olsun NBA’e giderdim”
NBA’de oynamasının kelam konusu olduğunu lakin transferinin gerçekleşmediği söyleyen eski ulusal oyuncu, “Ülkerspor ile kontratım vardı. Ülkerspor, o vakitler A. Efes ile birlikte iki büyük kulüpten biriydi. Daha sonra Fenerbahçe’yle birleştiler. Kontratımdan çıkamadım maalesef. Daha doğrusu kulüp müsaade vermedi. San Antonio Spurs iki yıllık kontrat teklif etmişti. Natürel ki NBA her oyuncunun hayali. Ben onları izleyerek büyüdüm. İçimde ah kaldı mı? Kalmadı; ancak dersimi aldım. Gitmem gerekir miydi? Bilmiyorum. Her şey kısmet. O periyotta açıkçası biraz da toyluğuma geldi. Gitmek için çok fazla gayret etmedim gibime geliyor. Kararı diğerlerine bırakmamam gerekiyordu. Lakin kısmet. Ondan sonra da hem Türkiye’de hem de Ulusal Takım’da çok hoş bir mesleğim oldu” halinde konuştu.

“Ben de ödemek istedim lakin bana ‘Yollamıyoruz’ dediler”
NBA’e giden birinci Türk basketbolcu Mirsad Türkcan’ın A. Efes ile kontratının devam etmesine karşın cebinden para verip gittiğini lisana getiren Gönlüm, “Ben de ödemek istedim lakin bana “Yollamıyoruz” dediler, ben de “Tamam” dedim. Gereğince gayret etmedim. Lakin şimdiki aklım olsa gemileri yakar giderdim. Ne değerine olursa olsun giderdim” sözlerini kullandı.

“Burada amacım büyük”
Maksatlarının ortasında profesyonel koçluk olduğunu söyleyen Kerem Gönlüm, “Var olağan ki. Neden olmasın? Lakin çocuklarla çalışmak çok başka bir haz. Onlarla bağ kurmak çok değişik bir his. Burada gayem büyük. Tahminen kendi grubum burada bir ligde çaba ederse onun koçu olurum. Akademim daha bebek. Sıfırdan başladık ve yavaş yavaş büyüyor. Hayat ne getirir bilemiyorum lakin şu an maksadım akademi” dedi.

“Türkiye’yi çok özlüyorum fakat burada bir gayem var”
Türkiye’ye dönmeyi düşündüğünü söyleyen eski basketbolcu, “Aslında buraya çok alıştım fakat Türkiye hasreti her vakit var. Vatanımız. Ben oyuncuyken maç için dünyanın birçok ülkesine gittim. Açıkçası bizim ülkemiz üzere hoş bir ülke yok. Hangi birini söyleyeyim; her şeyiyle çok hoş bir ülkemiz var. O yüzden burada hasret çekiyorsun lakin sonuçta hayat devam ediyor. Çocuklarımın eğitimi için burayı tercih ettik. Hayat ne getirir bilemiyorum. Buraya köklenmeye gelmedik. Eşim ve çocuklarım da burada memnunlar. Amacım akademimi büyütmek ve misyonumu tamamlamak. Ondan sonra hayat ne gösterir bilemiyorum” halinde konuştu.